Ben; çocukluk arkadaşı ve nişanlısı olan prensle, hizmetçi Helena, evlendiği için kendini zehirleyip öldüren bir kötü kadının bedenine reenkarne oldum. Şu andan itibaren tek bir hedefimin olduğunu fark ettim. Novelde yaşanan bu dünyadan kaçmak. Ölümden sonra bile bu dünyadan kaçmaya çalıştım. Ama ‘dünya’ buna izin vermedi. Ancak orijinal noveldeki ‘Eris’’in yaptıklarını yapmadığım zaman, Eris’e zulmeden ve onu görmezden gelen tüm erkekler, onun ilgisi ve sevgisi için yalvarmaya başladılar. Helena’yı canlandıran rahip “Sen kimsin?” diye sordu. Helena’ya sonsuz sadakat sözü veren savaşçı bile “Sen … Sen gerçekten Eris misin?” diye sordu. Helena ile evlenmek için Eris’i reddeden prens “Değişmişsin.” dedi. Garipti. Daha önce kimse Eris ile ilgilenmemişti. “Zaman geçse bile sevecen biri olmak istemiyorum.” Bu dünyayı sevmek konusunda hiçbir güveni yoktu.
Yorumlar