“Bu onun kızı mı?” Soylu Kraliçe Adelaide’nin gayri meşru kızı Tara, bebek olarak atılmış ve maddi durumu yetersiz akrabaları tarafından yetiştirilmiştir. Onu daha önce hiç tanışmadığı, batıdaki Judas adında kötü şöhretli bir büyücüye yollarlar. Gardiyanının göz alıcı çekiciliği tarafından boğulmuş olsa da, o ve kaledeki diğerleri kraliçeden nefret ettikleri için ona temkinli davranırlar. Ancak, kızın sevimli masumiyeti ve zavallı doğası, ölümsüz büyücünün donmuş kalbini eritmeye başlar … “Şirin davranmayı bırak. Sen bir cadalozun tekisin. ” “Neden bana cadaloz diyorsun?” “O çocuğun kırılıp kırılmadığı umrumda değil. Bana göre yaşam ve yıkım bir ve aynı.” Sadece bir kıza nezaket gösteren obsesif ayrıca soğuk bir ‘gardiyan’ ve geçmişi tarafından yaralanmış küçük bir ‘hanımefendi’ arasında romantizm çiçekleri açar.
Yorumlar